Günümüzde sezaryen ile doğum oranı bazı merkezlerde normal doğumun önüne geçmektedir. Bunun nedenleri arasında tıbbi endikasyonlar, hastanın özel tercihi, doktor yönlendirmesi ve eski sezaryenler sayılabilir.
Toplumda normal doğumun özendirilmesi hakkında bilinçlendirme yapılması oldukça önemlidir. Bunun sonucunda şimdilerde "sezaryen sonrası vajinal doğum, SSVD" (Vaginal birth after cesarean, VBAC) sıkça denenir ve yapılır hale gelmiştir.
Sezaryenle doğum sonrası rahimde oluşan yara (skar) izinin sonraki gebeliklerde, rahimin büyümesi ve gerilmesiyle açılma riski bulunmaktadır. Bu risk eskiden kullanılan, rahme dikey yapılan klasik kesilerde daha fazla görülüyordu. Ancak günümüzde sıklıkla tercih edilen alt segment yatay kesilerde çok daha düşüktür. Bu nedenle SSVD deneyecek hastada önceki rahim kesisinin şekli bilinmelidir.
Neden SSVD önerilmektedir?
Tekrar edilen sezaryenlerden sonraki gebeliklerde rahimdeki skar dokusu yırtılmaya daha meyilli olur. Sezaryen sonrası karın içindeki idrar kesesi barsak gibi organlarda yapışıklıklar her seferinde artmaktadır. Ayrıca bebeğin eşi yani plasentanın aşağıda rahim ağzını kapatacak şekilde ve rahim içine gömülecek şekilde yanlış yerleşme olasılığı her sezaryende artar. Bütün bunların yanında, bilimsel olarak bir kadının iki yada maksimum üç kez sezaryen olması uygunken, çok çocuk istemi veya çocuk kaybına bağlı tekrar gebelik istemi durumlarında sezaryen sayısının artışı beraberinde risk artışını da getirir.
SSVD için en önemli kriter annenin istekli olmasıdır. Klasik sezaryen kesisi, derin myomektomi ve rahim yırtılması öyküsü olmamalıdır. Annenin pelvis kemiğinin yani çatısının uygun olması gereklidir. Daha önceki sezaryen nedeni makat geliş ve fetal distres gibi sadece o gebeliğe özgü bir nedense SSVD anneye bağlı nedenlere kıyasla daha güvenli olabilir. SSVD denenecek merkezin acil sezaryen gereksinimine uygun personel ve tıbbi cihaz donanımı, kan transfüzyon imkanı ve yoğun bakım koşulları bulunmalıdır.
Daha önce alt segment yatay kesi yapılmış annede, eski yerin açılma riski binde bir ile yüzde bir arasında bir orandadır. Bu risk hastayla paylaşılır ve hasta onam verirse SSVD denenir. Bu denemede anne adayının normal doğurma şansı % 75 tir.